Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki illegal yapılanması içerisinde yer alan şüphelilerin Orhan PAMUK, Fehmi KORU, Ahmet TÜRK, Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL'e suikast planladıkları kendi telefon görüşmeleri içeriğinden, fiziki takip tutanağından ve şüpheli Coşkun ÇALIK'm ikrarından anlaşılmaktadır.Haklarmda suikast planlan yapılanlann etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri ile uluslar arası düzeyde dahi tanınan ve dile getirdikleri bazı söylemleri nedeni ile de yandaşlan olduğu kadar halkın bir kısmının tepkisini de çeken kişiler olduğu,maddi menfaat karşılığı bu eylemlerin havale edileceği yukanda yazılı kişilerden ayn,neredeyse gönüllü olarak bu eylemleri gerçekleştirebilecek pek çok kişinin bulunduğu, kamuoyundaki bu algılama nedeni ile olası bir suikastin Ergenekon Terör Örgütünce takdim edileceği görünürdeki sebeplerinin kamuoyunca doğru olarak algılanmasına yol açacağı gibi,eylemlerin asıl amacına uygun şekilde halkın bir kısmının tepkisini sağlayacak, hatta Muhammet YÜCE'nin ifadesinde "gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemden sonra Türkiye'nin ikiye bölüneceği ve iç savaş çıkacağını düşünerek vazgeçtiği" şeklindeki kaçamaklı beyanına uygun bir tehlike oluşturacak nitelikte olduklan değerlendirilmiştir. Hatta bir kısım örgüt mensuplarının suçluluk psikolojisi içersinde daima izleniyor psikolojisi ile hareket ettikleri ve bu nedenle sık sık evhamlana kapılıp meskenlerinde gizli izleme cihazı taraması yaptırdıkları, örgüt yöneticilerinin de aynı psikoloji içersinde bu konuda şikayeti olan örgüt mensuplarına gerekli yardımı sağladığı görülmüştür. Örgüt mensuplarının kendi aralarında yaptıkları telefon konuşmalarında bu hususları açıkça ifade ettikleri görülmüş ve doğruluğunu ifade etmek için bir koç örnek verilmiştir. Mehmet Fikri KARADAĞ liderliğindeki bu hücre yapılanması içersinde hiyerarşik bir ilişki olduğu, belirli bir emir komuta zinciri içinde hareket ettikleri, örgüt mensuplarının sözde yüzbaşı,binbaşı,komutan,karargah,operasyon v.b. Derneğin, Sivil Toplum Örgütü görüntüsü altında Ergenekon Terör Örgütü içerisinde faaliyet gösteren,silahlı eylemler gerçekleştirme kabiliyetine sahip bir hücre yapılanması içerisinde olduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Kuvvayı Milliye Demeği Başkanı şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ile Ulusal Birlik Hareketi Platformu Başkanı şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'ın şüpheli Sevgi ERENEROL'un toplantılarına katıldığı, şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm bir dönem Merkezi Ankarada bulunan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği demeğinde görev aldığı tespit edilmiştir.
Deneme bonus forum
Cumhuriyet Başsavcılığımızca Beykoz Poyrazköy'de yapılan aramalar sırasında ele geçen mühimmatlar ile ilgili olarak yürütülen soruşturma nedeniyle şüphelilerden Ercan KİREÇTEPE'nin evinde 22.04.2009 tarihinde yapılan arama sırasında Sat Grup Komutanlığına görevli Deniz Yüzbaşı Özgür Kaya'dan kendi malzeme kutusunda bulunan mühimmatı ortadan kaldırması için yardım istediği, bunun üzerine Deniz Yüzbaşı Özgür Kaya'nın, Ercan KİREÇTEPE'nin Sat Grup Komutanlığında bulunan malzeme kutusunda gizlediği 700 adet 9 mm, 5,56 mm tabanca ve tüfek mermisi ile 5 adet duman ve aydınlatma fişeğini bulunduğu yerden aldığı, aydınlatma fişeklerini kendi malzeme kutusunda sakladığı, mermileri de Ege Denizinde yapılan bir tatbikat sırasında gemiden denize attığının tespit edildiği, bu olay ile ilgili olarak Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, şüpheli Ercan KİREÇTEPE hakkında askeri eşyayı gizlemek, çalmak, Deniz Yüzbaşı Özgür Kaya hakkında http://gamesonlinetr.online/?p=onwin-giris askeri eşyayı kasten tahrip etmek, gizlemek suçlarından 23.07.2009 tarihli iddianame ile Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesine ceza davası açıldığı, yargılamanın halen devam ettiği tespit edilmiştir. KD. ALB. DORA SUNGUNAY Dora SUNGUNAY'in DHKP/C ve ERGENEKON ile bağlantısını Deniz Kuvvetleri içersinde neredeyse bilmeyen kalmadı. İşçi Partisi mensubu Hayati ÖZCAN'ın İzmir'deki işyeri ve ikametinden ele geçirilen ve birbirinin kopyası olduğu ve aynı içeriğe sahip oldukları anlaşılan "55" ve "13" numaralı CD'er içerisinde "Yedek 123" isimli bir klasör içerisinde İzmir Şirinyer semtinde bulunan NATO Müttefik Kuvvetleri Karargahına ait kurumsal ve Gizli/Hizmete Özel içerikli bilgiler ile bu karargâhta görevli personele ait birçok görev bilgisi ve kişisel bilginin yer aldığı tespit edilmiştir. Çok büyük bir ekip çalışması sonucu içeride görevli olan kişilerin de yardımıyla hazırlandığı düşünülen, NATO Karargahına ait olan GİZLİ içerikli bilgilerin en ince ayrıntılarına kadar temin edilerek üzerinde bir takım operasyonel hazırlıkların ve çalışmaların yapılması ERGENEKON Silahlı Terör Örgütünün NATO karargahına yönelik gerçekleştirmeyi planladığı eylemi açıkça ortaya koymaktadır. Olgun Peker liderliğindeki suç örgütüne yönelik teknik takiplerde; Olgun Peker’in Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ile yakın ilişki içerisinde olduğunun, bir dönem başkanlığını yaptığı Giresun Spor Kulübü hakkında transfer yasağı bulunması nedeniyle bu yasağın kaldırılması için Mahmut Özgener aracılığıyla bazı girişimlerde bulunduğunun görülmesi üzerine Mahmut Özgener de soruşturmaya dahil edilmiş, Mahmut Özgener’e yönelik iletişim tespitlerinde, Aziz Yıldırım’la; şüphe çeken bazı görüşmelerinin olduğu, aracılar üzerinden görüşüp buluştukları, Aziz Yıldırım’ın; Fenerbahçe futbol takımının oynayacağı müsabakalarda görev alacak hakemlerin Fenerbahçe aleyhine karar vermemesi için girişimlerde bulunduğu, bazı müsabakalar için hakem ayarlaması yapmaya çalıştığı, Mahmut Özgener’in bu işler karşılığında futbol camiası içerisinde etkin konumda bulunan Aziz Yıldırım’ın desteğini almayı hedeflediği, Aziz Yıldırım’dan gelen her türlü talebe olumlu cevap vermeye çalıştığı görülmüş, ardından Aziz Yıldırım hakkında da örgütsel ilişkilerinin tespiti ve ortaya çıkarılması için 17.02.2011 günü adli çalışmalara başlanmıştır.MAFYA GRUPLARININ TÜMÜYLE GÖZDEN GEÇİRİLMESİ, DENETİM VE KONTROL ALTINA ALINMASI, Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden ERGENEKON terör örgütünün bu yöntemi gerçekleştirebilmek için öncelikle MAFİA dokümanını hazırladığı, bu doküman ile ülkemizde faaliyet gösteren MAFİA gruplanm nasıl ve ne şekilde kontrol ve denetim altına alacağını belirlediği, devamında da ülkemizde ulusal ve uluslar arası düzeyde faaliyet gösteren ve liderliğini Sami HOŞTAN, Sedat PEKER, Semih Tufan GÜLALTAY, Ali YASAK'm yaptığı çıkar amaçlı suç örgütlerini bizzat denetim ve kontrol altına aldığı, gerektiğinde anılan suç örgütlerini amaçları ve hedefleri doğrultusunda kullandığı anlaşılmıştır. Ülkemizde faaliyet gösteren çıkar amaçlı suç örgütlerine bakıldığında, bölgesel, ulusal ve uluslar arası düzeyde faaliyet gösterenler olarak üçe ayrılırlar. Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK, Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL gibi etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri ile uluslar arası düzeyde dahi tanınan ve dile getirdikleri bazı söylemleri nedeni ile de yandaşları olduğu kadar halkın bir kısmının tepkisini de çeken kişilere yönelik suikast planladığı, bazı şahıs ve kurumlar hakkında örgüt amaçları doğrultusunda istihbari bilgiler toplayarak hukuka aykırı bir şekilde kişisel veri olarak kaydettiği, yine örgüte gelir temin etmek için tahsilat amaçlı bazı şahıslan takip ettikleri tespit edilmiştir. Bu dairenin varlığından Ergenekon örgütü başkanından başka hiç kimsenin bilgisinin olmaması gerektiği, operasyonlarda yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanların ilk görevinin operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemek olacağı, ikinci görevinin ise karşı istihbarat örgütlerinde geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi bir ajanı öldürmek olduğu belirtilmiştir. Dernek tüzüğünde "Derneğin Amacı" başlıklı 2 inci maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milletinin dünyada hak ettiği noktaya taşınması konusunda sosyal alanda faaliyet sürdürmek amacıyla kurulmuştur" şeklinde belirtildiği.
İstihbarat örgütlerindeki insan unsurundan bahsedilerek insanlık onurunu yitirmemiş, asalete ve yetenek donanımlarına sahip dünya gerçeklerini görebilecek nitelikte Türkiye Cumhuriyetinin temel varlık nedeni Kemalizm'e inanmış Atatürk ilke ve prensiplerine sahip çıkmanın önemini kavrayabilmiş, özveriden kaçınmayan personel kazanımmm önemli olduğu, bu nedenle ordu birlikleri içinde yer alan askerler ile üniversitenin birinci ve ikinci sınıflarında öğrenim gören gençlerden yararlanabileceği belirtilmiştir. Mersin ilinde bir Türk-Kürt savaşı çıkarılmasının planlandığı, Mersin' de Türk bayrağının hakarete uğradığı, Mersin İlinde nevruz gösterilerinin de oluşturduğu bir gerilimin olduğu, Türk bayrağı rozeti takan kişilerin dahi dövüldüğü, Mersin' in yerlilerinin dövülerek ve gerektiğinde öldürülerek mallarının ellerinden alındığı yönünde tespitlerle hareket ederek bir bayrak yürüyüşü yapma ihtiyacı hissetmeleri gerekçeleriyle, 15 Nisan 2006 tarihinde Mersin İlinde dev bir bayrak yürüyüşü düzenlediği ve yaklaşık 80 bin kişinin casinos online katıldığı, hazırlık çalışmalarını Mesut SEZER ve arkadaşlarının yaptığı, daha sonra derneğin faaliyetlerini tanıtmak amacıyla köylere ziyaretler yaptıkları ki bu ziyaretlerin birinde Mesut SEZER' in "Damarlannda Türk kanı akanlar mitingimize katılsınlar" ve Mersin' de bir yörük kahvesinde toplanan köylüleri iki kilometrelik bayrak yürüyüşüne davet ederken, "Birlik ve beraberliğimizi nasıl sağlayacağız, az önce söylediğim gibi bütün siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakacağız. Siyasi görüşlerimiz, dini inancımız, yaşayış tarzlarımız nasıl olursa olsun damarlarımızda Türk kanı varsa ayın 15' inde saat 11:00' de Devlet Hastanesinin önünde olacağız ve Türk bayrağımızı Mersinde yürüteceğiz", köylülere hitaben "Maalesef artık Diyarbakır' a bir Türk şehri diyebilirmiyiz arkadaşlar? Diyebilirmiyiz size soruyorum?, Mersin' e artık diyemiyoruz değil mi? Mersine de diyemiyoruz. İki sene sonra Mersine de Türk şehri diyemeyeceksiniz. Bu bir İstiklal Savaşıdır arkadaşlar" ifadelerini kullandığı tespit edilmiştir.
777 casino
ALİ: Ak partiyi bitirme değilde bizim hakkımızı bitiriyorlar AHMET: Bunlar bizim hakkımızı bitiremezler ALİ: Esnafın ve sanatkarın hakkını bitiriyorlar eeee uğraşıyorlar bizde onlara karşı mücadele ediyoruz AHMET: Haaa bana ne yapacağım varsa onu söyle ben onu yaparım ALİ: Ayın 30 unda mitingle ilgili bütün ekiplerin bize destek olmasını sağla AHMET: Ben sana 10 dene ne kadar adam istiyorsan indirecem tamam mı? ALİ: Ne yapıyon mersin işini, AHMET: Mersin işi bitecek abi bitecek ALİ: Bi bakta eeee bizim ayın 30 unda burda mitingimiz var AHMET: Abi bu Ak partiyi bitirmek için Allah aşkına elinizden geleni yapın yav. Devam eden çalışmalarda Dernek yönetiminin Mersin Dernek Başkam Mesut SEZER' in de yoğun gayretleriyle Mersin ilini pilot bölge olarak belirlediği ve çalışmalarının hemen hemen tamamını Mersin iline endekslediği tespit edilmiştir. Kürt kökenli vatandaşların nüfusunda ciddi artışların yaşandığı bilinen Mersin ilinde yaptırmış olması dikkat çekicidir.
CD içerisinde yer alan klasörlerde NATO karargahına ait çok sayıda fotoğraf ile bu yerleri gösterir krokilerin, alınan fiziki/çevresel güvenlik önlemlerinin neler olduğunu belirten "GİZLİ" içerikli bilgilerin, olabilecek herhangi bir olağanüstü durumda uygulanacak harekat tarzları ile cephanelikler, park yerleri, helikopter pistleri gibi yerler hakkında bilgilerin, açık otoparka ait değişik açılardan çekilmiş toplam (69) adet fotoğrafın yer aldığı, "Yedinci Kısım" başlığı altında Güvenlik Tabur Komutanlığının teşkilat şemasının yer aldığı, bahse konu şema altında maddeler halinde bir kısmı önemine binaen sarı ve kırmızı puntolar ile boyanmış bir takım bilgisayar yazımı notların bulunduğu, karargâhta askeri görevli oldukları anlaşılan toplam (2401) kişilik personele ait imzaların taranmış formatlarının, şahıs dosyalarının, NATO Karargâhına ait olduğu anlaşılan üç adet plan/krokinin, karargah personelinin bir takım yer ve tesislere ulaşımında kullandıkları muhtelif güzergâhları gösterir haritaların yer aldığı tespit belirlenmiştir. Tamer Yelkovan ifadesinde; Görüşmede geçen para konusunun İlhan Yüksel Ekşioğlu’na vereceği para olduğunu, bu parayı verip vermediğini, şahsa ne amaçla vereceğini bilmediğini, kilosuna 100 lira verdik sözü ile muhtemelen futbolculara maçla ilgili verilen parayı kast ettiğini, kendisinden para istendiğinde para sağladığını, paranın nereye kullanıldığı bilmediğini belirtmiştir. Şüpheli Serkan Acar kolluk ifadesinde; Manisaspor takımının Trabzonspor ile oynayacağı maça asılmayacağı, maçta iyi oynamayacağı duyumları üzerine daha önceden kaçan şampiyonluklardan etkilenerek Cemil Turhan ile birlikte Hikmet Karaman’ın yanına konuşmak için Manisa’ya gittiklerini belirtmiştir . Şüpheli Cemil Turhan kolluk ifadesinde; Kasımpaşaspor kalecisi Sadettin Fırat Kocaoğlu’nu tanımadığını, telefon görüşmelerini hatırlamadığını belirtmiştir. Aziz Yıldırım’ın organizesinde; İlhan Yüksel Ekşioğlu, Cemil Turhan ve Tamer Yelkovan’ın iştirakı ile; şüpheli Mehmet Yenice üzerinden, 26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe - Kasımpaşa futbol müsabakası öncesinde; Kasımpaşaspor kalecisi Murat Şahin ile şike amaçlı anlaşma yapıldığı, adı geçen futbolcuya 75.000 dolar para verildiği, maçı Fenerbahçe’nin 2-0 kazandığı, belirlenmiştir.
25.02.2011 günü saat:20.29’de Aziz Yıldırım’ın, İlhan Yüksel Ekşioğlu’nu aradığı görüşme (tape:1453); Aziz:… “Kasımpaşa'da o kaleci Tolga oynamıyormuş”, İlhan: “He şey mi oynuyor” , Aziz: “He tamam”. Şike ve teşvikle etkilenmek istenen maçtan haftalar önce örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu’na hedef müsabakanın istenildiği şekilde sonuçlanması için faaliyetlere başlamaları talimatını verdiği, örgüt liderinden talimatları alan İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu’nun; önce kulüpte yönetici ve sorumlu düzeyde görevleri olan Serkan Acar, Alaeddin Yıldırım ve Cemil Turhan’la görüşüp konuşarak yapılacak faaliyetleri belirledikleri, ardından hedef müsabakanın oynanacağı takıma göre değişmekle birlikte, genel olarak; örgüt üyeleri Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi, Abdullah Başak, Yavuz Ağırgöl, Mehmet Yenice, Doğan Ercan, Mehmet Şen, Hasan Çetinkaya ve Sami Dinç’le irtibata geçerek bu şahıslara şike çalışmalarına başlamalarını söyledikleri, bu şahısların da futbol dünyasındaki geçmişlerinden gelen tecrübe, deneyim ve elde edilen çevreye dayanarak hedef müsabakanın yapılacağı takıma göre bir takım menajer, futbolcu, kulüp yetkilisi veya teknik sorumlularla irtibata geçtikleri ve şike ve teşvik konusunda görüşmeler yaptıkları, şike faaliyetlerinin yürütülmesinde para dağıtımının Aziz Yıldırım’ın talimatıyla Fenerbahçe Kulübü Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan aracılığıyla sağlandığı, İlhan Ekşioğlu’na ve Şekip Mosturoğlu’na şike parasının Tamer Yelkovan tarafından aktarıldığı, ancak para ödemesi konusunda şahısların Aziz Yıldırım’ın talimatı olmadan kesinlikle hareket etmedikleri, örgüt üyesi Tamer Yelkovan’ın; İlhan Ekşioğlu aracılığı ile şike faaliyetleri için ne kadar para dağıtıldığının hesabını düzenli olarak tuttuğu, (12.04.2011 günü Tamer Yelkovan’ın İlhan Ekşioğlu’na gönderdiği mesajda; “100 ayarlayabildim inşaatlar icin” yazdığı (tape:1891), inşaat kelimesinin örgüt üyeleri arasında şike yapılan maç anlamında şifre olarak kullanıldığı.) belirlenmiş, şüphelilerin çalışma şeklini, birbirleriyle irtibatlarını, aralarındaki mükemmel koordinasyonu, hiyerarşiyi, Aziz Yıldırım’la; şike zincirinin son halkası konumundaki aracı-menajerler arasındaki işleyişi göstermesi açısından; 01.05.2011 günü saat:19.00’da oynanan Fenerbahçe-Büyükşehir Belediye Spor futbol müsabakası öncesi yaşanan görüşme ve buluşmalardan aşağıda kısaca bahsedilmiştir; 29.04.2011 günü; Aziz Yıldırım’ın kulübün mali konularına bakan ve para trafiğini takip eden Tamer Yelkovan’a ödeme talimatını verdiği (tape:1599), Tamer Yelkovan’ın Şekip Mosturoğlu ile irtibata geçerek “Sami bana gelebilir…Ayşe tatile çıksın” diyerek şike faaliyetleri ile ilgili operasyonun başladığını ve şike faaliyetlerine karışan örgüt üyelerine para dağıtılacağını söylediği (tape:1846), ardından Tamer Yelkovan’ın İlhan Ekşioğlu’nu yanına çağırarak şike amaçlı kullanılacak para ödemesini yaptığı (tape:1907), İlhan Ekşioğlu’nun telefonla aradığı Ali Kıratlı’ya “Spor çantasıyla gel” diyerek paranın temin edildiğini ve kendisine teslim edeceğini söylediği (tape:2852,2853,2524), Bülent İbrahim İşcen’in “Ameliyat oldu mu” diye sorması üzerine Abdullah Başak’ın “Yok bugün” diyerek teslimatın tarihi hakkında şahsı bilgilendirdiği (tape:1918), telefon görüşmelerinden şike faaliyetinde bulunan şahıslara para dağıtılacağının, bu para trafiğini, şüphelilerden İlhan Ekşioğlu, Sami Dinç, Ahmet Çelebi, Bülent İşcen, Tamer Yelkovan, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı’nın koordine ettiklerinin anlaşıldığı (tape:1919,1911,3175), yapılan fiziki takiplerde aynı gün (29.04.2011) saat:16.45’de; “ameliyat oldu mu” diye soran Bülent İşcen’in; Aziz Yıldırım, Ahmet Çelebi ve Tamer Yelkovan ile Fenerbahçe stadının altında bulunan Fenerium alışveriş merkezinde buluştuğunun, Ahmet Çelebi’nin buluşmadan sonra saat:18.00’de Yusuf Turanlı ile Kadıköy Kalamış iskelesinde buluştuğunun görüldüğü, yetkisiz menajerlik yapan Yusuf Turanlı’nın da daha sonra İ.B.B.Sporlu futbolcu İbrahim Akın’la buluşarak kendisiyle şike anlaşmasına vardığı ve kendisine ulaştırılan şike parasını futbolcuya teslim ettiği belirlenmiş, para dağıtımı olayı; öncesi ve sonrası ile birlikte değerlendirildiğinde; örgütün gizlilik içerisinde faaliyetlerini yürüttüğü, bu faaliyetler sırasında yapılan görüşmelerde kendi aralarında belirledikleri şifreli kelimeleri kullanarak anlaştıkları, şike faaliyetlerinde dağıtılan paranın genellikle tek elden örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın talimatı ile Tamer Yelkovan aracılığı ile dağıtıldığı açıkça anlaşılmıştır. Aram Markaroğlu 10.08.2011 günlü kolluk ifadesinde; mali genel kurula katıldığını, önceki yıl gerçekleşen gelen kurulda kulübü faiz giderlerinden kurtarmaları için uyarıda bulunduğunu, bu yıl gerçekleşen genel kurulda da aynı sebeple hesapları ibra etmediğini, mali genel kurul öncesi Rahmi Eyüpoğlu’ndan gazete ilanı vereceklerini öğrendiğini, şampiyonluğa giden futbol takımının zarar görmemesi için Şekip Mosturoğlu aracılığıyla mali kurulun mayıs ayı sonuna ertelenmesi için girişimde bulunduğunu, ancak bu girişimin sonuçsuz kaldığını, 8 mayıs günü Kongre salonuna gittiklerini, burada her zamanki gibi boksörlerin -kongre taktiği olarak yönetimi müdafa etmek ve alkışlamak üzere- sağ taraftaki yerlerini aldığını gördüğünü, kendilerinin salonun orta bloğunun arkasında olduklarını, önünde Apo diye tanıdığı Abdullah Başak’ın koltuğa yayılarak ve kollarını yayarak oturduğunu gördüğünü, yine yönetime muhalif Hulusi Belgü ve diğer platform üyelerinin arkasında Bülent İşcen ve arkadaşlarının oturduğunu gördüğünü, önce tesadüf mü diye içinden geçirdiğini, herhangi bir sözlü, fiili yada bakışlı taciz olmadığından müdahalede bulunmadığını, ertesi gün arayan Ş.Mosturoğlu'na, kongredeki oturma düzeninin hoş olmadığını söylediğini beyan etmiştir(Kl:66, Dizi:1-4 arası).
Tipobet resmi
24 Mart 2008 tarihinde Koç Müzesinde denizaltı uzmanı olarak göreve başladığını, görevinin gelen ziyaretçilere gemiyi gezdirmek ve merak edilen konular hakkında bilgi vermek olduğunu, 16 Kasım 2008 tarihinde denizaltının santral dairesinde iskandil cihazı önünde bulunan flor asan lambanın yanıp söndüğünü, elinde bulunan yedek lambayla değiştirmek üzereyken iskandilin (derinlik ölçme cihazının) üzerinde naylon bir poşet gördüğünü, poşeti açtığında içerisinde TNT kalıpları, 1,5 metre kadar fitil, 5-6 adet fünye olduğunu gördüğünü, hemen bunları aldığını ve müze müdürü Ertuğrul Duru' ya götürdüğünü, müze müdürünün Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ile irtibata geçtiğini, Kuzey Deniz Saha Komutanlığının bir ekip göndereceğini ve beklemelerini söylediklerini, aynı gün akşam saat 18.45 sıralarında Kurtarma Sualtı Gurup Komutanlığından bir binbaşı ve İki astsubayın denizaltıya geldiklerini, gelen ekibin de patlayıcı maddelerin yerini ve resimlerini çektiklerini, daha sonra da bağlı bulundukları komutanlıkla irtibata geçtiklerini ve patlayıcı maddeleri almaya karar verdiklerini, kendisinin de patlayıcı malzemeyi tutanak karşılığında teslim ettiğini, bu tutanakları müze müdürü Ertuğrul Duru' http://gamesonlinetr.online/?p=betebet-güncel-giriş-2024 ya teslim ettiğini söylemiştir. ÇYDD ile Deniz Kuvvetleri arasındaki bağlantıyı da Mert YANIK sağlamaktadır. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 2009/312 sayılı dosyasında yürütülen soruşturmada, Rahmi Koç Müzesinde sergilenmekte olan Uluç Ali Reis denizaltısında 14.11.2008 tarihinde müze görevlileri tarafından bulunan patlayıcı maddelerin aynı gün müze yönetimince Kuzey Deniz Saha Komutanlığı yetkililerine bildirildiği, patlayıcı maddeleri almak üzere gelen askeri görevlilerin olay yerinde cep telefonu ile patlayıcıların fotoğraflarını çektikleri, patlayıcıları müzeden tutanak karşılığı teslim aldıkları, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı tarafından patlayıcıların imhası için onay istendiği, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 15.11.2008 tarihli onayı üzerine patlayıcıların eğitim sahasında imha edildiği, imha işleminin Deniz Kuvvetleri Komutanlığının görev ve sorumluluğunda askeri bir hizmet olduğunun tespit edildiği, olay tarihinde müzeden patlayıcıları teslim alan ekipte görevli Üçvş.
Mobil bahis güncel giriş
Associated News:
- gates of olympus oyna demo
- hitbet müşteri hizmetleri
- betin giriş
- sweet bonanza güvenilir mi
- betkanyon giriş
inna bet casino giriş http://trgameplay.online/?p=lord-casino-giriş onwin güncel adres golden casino giriş
Bir yanıt yazın